Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
FETÖ/PDY'ye yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen bir soruşturma kapsamında tutuklanan Ankara eski İstihbarat Müdürü Cihangir Ulusoy ile ilgili suçlamalar ortaya çıktı. Şüphelinin hali hazırda gözaltında bulunan diğer şüphelilerin İstihbarat Şube Müdürü olarak korumak suretiyle söz konusu tutanaktaki FETÖ ile irtibatlı olduğunu gösteren bilgileri çıkartarak soruşturma makamlarının yanılttığı söz konusu bilgi ileti formunun önceki halinde şüphelilerden birinin FETÖ/PDY ile irtibatlı Yamanlar Koleji mezunu olduğu, bir diğerinin Bank Asya veya Kimse Yok mu Derneği ile ilgili bir irtibatlarına rastlanılmadığının yazılması talimatını verdiği, Cumhuriyet Başsavcılığımızca yapılan araştırmada şüpheli Ahmet Timuçin Erpolat'ın Yamanlar Koleji mezunu olduğu, şüpheliler Ahmet Timuçin Erpolat ve Muhammet Tolga Erpolat'ın Bank Asya hesaplarının bulunduğu, 2014 yılı Ocak ayı itibariyle bu hesaplara FETÖ/PDY terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in para yatırın talimatı sonrasında yaklaşık 100 bin TL'nin yatırılmış olduğunun tespit edildiği, şüpheliler Ahmet Timuçin Erpolat ve Muhammet Tolga Erpolat ile ilgili FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı olduğuna dair somut delillere ulaşıldığı, bu suretle şüpheli Cihangir Ulusoy'un FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmamakla birlikte bu örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Sulh Ceza Hakimliği kararında şöyle denildi: "Şüpheli Cihangir Ulusoy'un üzerine atılı bulunan kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına ilişkin olarak şüphelinin alınan savunması, şüphelinin FETÖ ile irtibatlı olduğu tespit edilen şahıslar ile iletişimine ilişkin HTS kayıtları ve HTS analiz raporu, dosya kapsamında ifadesi alınan diğer şüpheli şahısların şüpheli hakkındaki ifadeleri, FETÖ/PDY irtibatlı şahıslar hakkında bilgi iletim formunun gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğine dair tespitler ve buna ilişkin tanık anlatımları, MASAK raporu, tutanaklar ve tüm dosya kapsamına göre kuvvetli suç şüphelisinin varlığını gösterir somut delillerin bulunduğu, soruşturmanın henüz tamamlanmadığı, delillerin tamamının henüz toplanmadığı, şüphelinin geçmişte yaptığı görev ve hali hazır görevi de dikkate alındığında delillerin karartılması ihtimalinin bulunduğu, atılı suçların alt ve üst sınırları dikkate alındığında hayatın olağan akışına göre kaçma şüphesinin bulunduğu, bu haliyle adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı, tutuklama tedbirinin ise somut dosyada ölçülülük ilkesine uygun olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 100