Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
Yakın dönem Türkiye siyasi tarihinde yaşanılan, ustaca kurgulanmış tezgahların doğurduğu krizleri, kumpasları, komploları, içeriden ve dışarıdan yapılan müdahaleleri bir kuyumcu titizliğiyle inceleyen bir kitap var elimizde: Yönünü Şaşıran Ok: FETÖ, Kılıçdaroğlu ve Arkadaşları. Türkiye'yi ele geçirmek ve sonunda ışık olmayan karanlık bir tünele sürüklemek için kanlı eylemlere, darbe girişimine bile başvuran FETÖ'nün, Deniz Baykal'a düzenlenen kaset kumpasıyla birlikte CHP'nin söylemlerine ve faaliyetlerine nasıl sızdığını, nasıl yönlendirdiğini gözler önüne seriyor Ayvalı. FETÖ üyelerinin sosyal medyadaki yorumları, kendi medyalarında yazdıklarıyla zamanlama olarak da, söylem benzerliği olarak da CHP ile nasıl uyumlu olduğunu şaşkınlıkla izliyoruz kitabı okurken. Tarihi "One minute çıkışı", siyasi dizayn komploları, Baykal kaseti, 7 Şubat MİT krizi, dershanelerin kapatılması süreci, Gezi Parkı provokasyonları, 17/25 Aralık yargı darbesi, MİT tırlarının durdurulması, 6-8 Ekim olayları, Savcı Selim Kiraz'ın şehit edilmesi, FETÖ medyasına operasyon, 15 Temmuz darbe girişimi, Karlov suikastı, 16 Nisan Referandum'u öncesinde bakanların Avrupa'da konuşturulmaması, Adalet Yürüyüşü, terörle mücadele operasyonları gibi konularda FETÖ ile CHP'nin neredeyse aynı cümlelerle hükümete saldırdığını ve algı operasyonları yaptığını tüm delilleriyle görüyorsunuz. " GEZİ'DE FETÖ-CHP İŞBİRLİĞİ Gezi protestoları sırasında eylemcilerle bir araya gelip konuşan ve onlara 'Bizim Taksim ile ilgili hiçbir tasarrufumuz yok. Dolayısıyla, tıplı 17/25 Aralık Yargı Darbesi gibi Gezi protestoları da FETÖ'nün operasyonu olarak düşünülebilir. Kılıçdaroğlu, bu protestoların çadırların yakılması ya da FETÖ'cü bazı polislerin orantısız güç kullanmasına tepkiden ziyade, Erdoğan'ın gitgide 'otoriterleşen' tutumuna yönelik bir tepki olduğunu vurgulamaktadır. Bu vurgu hem FETÖ, hem de Kılıçdaroğlu açısından oldukça işlevseldir