Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
(Yazdığım tarih 2017-09 ve köşe yazımın başlığı FETÖ cinayetlerini eldivensiz yapmaz yazısı idi. ) Burada dikkat çekmeye çalıştığımız husus, FETÖ’cü polisler tarafından zaman kazandırılarak, katilin kaçmasına zemin mi hazırlanmak istendi. FETÖ’nün parmağı olabilir mi düşüncesini akla getiriyor. FETÖ’nün aleyhinde pek çok yazılar ve makaleler yazdı. FETÖ’nün devlet ile kafa kafaya gelmesinden önce, değişik görevlerde bulundu, ihaneti sezdi ve ayrıldı. Bütün gayretiyle Hasan Karakaya kardeşimizin yazı üslubunu devam ettirerek, bu boşluğu doldurmak heyecanı ile canla başla FETÖ yapılanması hakkında daha önce bildiklerini de kullanarak, yazılarına aynı heyecanla devam ediyordu. Hasan Karakaya’nın ölümünden 1 yıl sonra, Kadir Demirel’in de öldürülmüş olması, gazetenin 2 genel yayın yönetmeninin üst üste ölümü ve bundan kısa bir zaman sonra Nurettin Veren’in zehirlenme olayı, yine Akit Gazetesi’ne yapılan bombalı saldırı, bu işte FETÖ’nün bir parmak izi olabileceği ihtimalini kuvvetlendiriyor. FETÖ’nün stratejisi yapacağı işleri bilardo metodunu kullanarak, normal hadiselerin arkasına saklanarak, kesinlikle iz bırakmamaya azami derecede dikkat eder. Denizli’de vefatından 2 ay önce makamında ziyaret ettiğim şehit Başsavcı Mustafa Alper’in kazasının ardından, hain FETÖ firarisi (Emre Uslu’dan skandal bir twet mesajı gelmişti. Mesajında Denizli savcısı binlerce masum kadın, çocuk, genç, içeri tıktı, üstüne de kamyon devrilmiş ölmüş, yaşasın zalimler için Cehennem diyordu) bu twet cinayetin açıkça FETÖ’nün ayak izine işaret ediyor. Bu da açıkça FETÖ’nün parmak izine işaret ediyor. FETÖ’nün eldiven ile yaptığı ve saklamaya çalıştığı bu cinayetlerin yanı sıra, Adil Öksüz’ün arkadaşı eski FETÖ’cü Prof. Bu şaibeli ölümün de FETÖ ile ilişkisi araştırılmalıdır