Hoşgörüsüzlük (abartma, yükleme, çarpıtma)
Düşmanlığa, ayrımcılığa ve şiddete tahrik
AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin jandarma görevlileri hakkında yürütülen soruşturma kapsamında MİT TIR’ları soruşturmasında tutuklanan eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile ‘15 Temmuz darbeye teşebbüs’ soruşturması kapsamında tutuklanan eski Yarbay Muharrem Demirkale ve eski Astsubay Yavuz Karakaya, ‘Kasten adam öldürme’ ve ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlamalarıyla çıkarıldıkları nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklandı.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olduğu öne sürülen Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya’nın terör örgütünün amaçları doğrultusunda Hrant Dink cinayetinin tasarısının planlanmasında, cinayet öncesi, cinayet günü ve sonrasında aktif görev alarak Dink cinayetinin işlenmesine katıldıkları öne sürüldü. Yazıda özetle şöyle denildi: “Şüphelinin 18 Ocak 2007 itibariyle üsteğmen rütbesinde bulunması, Bitlis’te bile nadiren görüştüğü, Bitlis’ten tayin olduktan sonra irtibatının tamamen kesildiği, İstanbul’da özel yetkili Cumhuriyet savcısı olarak görev yapan Zekeriya Öz ile Hrant Dink cinayetinden bir gün önce ve bir gün sonra kullanımındaki iki telefon ile 7 görüşme yapması, 19 Ocak 2007’de FETÖ/PDY silahlı terör örgütü şüphelileri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan ve Metin Canbay’la da telefon irtbatlarının bulunması, işgal ettiği kamu görevi, üsteğmen rütbesinde bulunması nedeniyle memuriyet statüsü üzerinde çok sayıda sıralı amirlerinin yer almasına rağmen, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü, İstanbul özel yetkili cumhuriyet savcısı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli emniyet müdürleriyle görüşebilmesi hayatın olağan akışına aykırı olup, şüphelilerin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü içindeki konumları, bağlantılarını ve terör örgütü mensubiyetlerini ortaya koymaktadır. ” Yazıda, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan şüpheliler Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya’nın terör örgütünün amaçları doğrultusunda Hrant Dink cinayetinin tasarısının planlanmasında, cinayet öncesi, cinayet günü ve sonrasında aktif görev alarak Dink cinayetinin işlenmesine katıldıkları öne sürüldü